30 Ağustos 2009 Pazar

Orta ve Gol


Geçen hafta Adnan Polat,Galatasaray camiasının alışık olduğu açıklamalardan birini yapmıştı.Daha önce Ergün Gürsoy'unda dile getirdiği "Fenerbahçe bizi her alanda geçti" sözünü bu sefer taraftar hattı ve forma satışlarına getirmişti.
Manisaspor maçı sonra Ali Koç,Adnan Polat'ın açtığı bu ortayı şık bir vuruşla değerlendirdi.
Tuttuğun takımın böyle zeki yöneticilerinin olması insanı gururlandırıyor.Ne diyelim,Galatasaray camiyasından yeni ortalar gelmesi dileğiyle.

FENERBAHÇE 2-1 MANİSASPOR


İnanılmaz bir galibiyetti.Son dakika golü ile gelen galibiyetlerin tadı bir başka oluyor.Şampiyonlukta böyle maçlar ile geliyor.Bizim için ne kadar artı moral kaynağıysa rakiplerimiz için de o kadar eksi moral oluyor böyle maçlar.Yani alınan bu galibiyet sadece 3 puan değildi.
Maça gelirsek,çok hızlı başladık, ilk 20 dakika sağlı sollu ortalarla rakip kaleyi abluka altına aldık ama bu ataklardan sonuç çıkmayınca maç sıkıntıya girdi.Manisanın yaptığı adam adama savunma hücum oyuncularımızın top almasını engelleyince 20. dakikadan sonra ileride üretken olamadık.
75. dakikada Emre'nin gördüğü kırmızı kart herkese eyvah dedirtti.Stadda anlayamadık kırmızı kartın nedenini,küfür diye düşündük ama evde tekrarını izleyince ben bir küfür de göremedim,yani kırmızı kart bana ağır geldi.Belki de sonunda rakip takım taraftarlarının ve basının istediği oldu diyelim.
Maç boyunca sakatlığın etkisini tam olarak üzerinden atamayan Alex,78. dakikada attığı mükemmel ara pası ile ortaya çıktı,Guiza da güzel bir vuruşla bizi öne geçirdi.Daha sonra Daum'dan defansa takviye yapmasını bekledik,çünkü hem Mehmet Topuz'UMUZ hem de Semih'i oyuna alınca özellikle sol kanat çok boş kalmıştı.Daum tam Bilica'yı oyuna alacakken,Lugano'nun 5 metre yanındaki Cristian'a attığı acayip pas sonrası golü yedik.Maçın kırılma noktası 92. dakikada Sezer'in şutunu maçın yıldızı Volkan'ın çıkarmasıydı.Maç burada döndü desek yeridir.
Tam maç bitiyor derken son dakikaların golcüsü Semih çıktı yine sahneye.Guiza'nın mükemmel pasında Alex'in kafa vuruşu direkten dönünce bütün stadda "ah" sesleri yükselirken dönen topu tamamlayan Semih'in,İlker Yasin'in deyimiyle "hem gol hem penaltı"sı ile tribünler bu sefer "gol" diye bağırdı.
Lige verilen milli maç arası öncesi bu galibiyet çok önemliydi.Umarım bu dönemde futbolcularımız hem dinlenme hem de sakatlıklarını giderme fırsatı bulur ve 5. haftadaki Bursaspor maçında kaldığımız yerden devam ederiz.

28 Ağustos 2009 Cuma

GRUPLAR BELLİ OLDU


İlk defa bu kadar güzel kura çektiğimizi gördüm Avrupa arenasında.Belki Galatasaray ile birlikte kuraya girdiğimiz için o meşhur "Galatasaray balı" bizi de etkiledi.Güzel oldu güzel.
Benim tahminim bu gruptan 1. çıkarız zaten çıkmalıyız da.Umarım her maça aynı ciddiyette çıkıp takım puanı için alabileceğimiz en yüksek puanı alırınız.
Bu arada fikstürde aşağıda;
group stage‚ matchday 1 17.09.2009 Fenerbahçe Twente
group stage‚ matchday 2 01.10.2009 Sheriff Fenerbahçe
group stage‚ matchday 3 22.10.2009 Steau Bükreş Fenerbahçe
group stage‚ matchday 4 05.11.2009 Fenerbahçe Steau Bükreş
group stage‚ matchday 5 02/03.12.2009 Fenerbahçe Sheriff
group stage‚ matchday 6 16/17.12.2009 Twente Fenerbahçe

27 Ağustos 2009 Perşembe

FENERBAHÇE 2-2 FC SION

Sıkıcı bir maç oldu,ilk maçta elde ettiğimiz avantajı,takımın maçı ciddiye almamasından dolayı az kalsa yitiriyorduk.Kötü bir oyun olsa da gruplara kalmak sevindirici.
Maça Andre Santos'un resmi maçlardaki 5. golü ile başladık.Hızlı girdiğimiz maçta 2 tane kademe hatasından yediğimiz gol bizi strese soksa da yine sahneye çıkan Andre Santos attığı penaltı ile biraz da olsa rahat maç izlememizi sağladı.
Bana göre maçın yıldızı bir kez daha Cristian'dı ama bu sefer Alex görünümlü Cristian'dı.Tribünden bakıldığında sanki Alex oynuyordu sahada,şortu,forması,kazınmış saçı aynı Alex gibiydi.Bu arada umarım Alex'te sakatlığı bir an önce atlatır ve takıma döner.
Maçın olumsuz yanı ise ilk 11'de şans bulamayan futbolculardan özellikle Uğur ve Önder'in gösterdiği berbat performans ve yine 11'de şans bulamayan Selçuğun gösterdiği vasat performanstı.Ben kendilerinden,şans bulmuşken bu şansı iyi değerlendirmeleri beklerdim.İyi ki geçen seneki kadro yok,çünkü daha arkada bekleyen Özer,Mehmet gibi oyuncular var,böyle oynayacaklarsa kendileri bilirler çünkü forma aslanın ağzında bu sene.
Guiza ise oyuna girdikten sonra, her ne kadar birkaç gol kaçırsa da 75 dk sahada kalan Semih'ten çok daha üretkendi.
Kısaca sıkıcı bir maç izledik,tribün özellikle 2. yarı mükemmeldi,Manisaspor maçında, mükemmel olan tribünün yanına Diyarbakır maçındaki mükemmel takımda eklenirse,pazar gecesi güzel bir futbol akşamı bizi bekliyor.

25 Ağustos 2009 Salı

DİYARBAKIRSPOR 1-3 FENERBAHÇE



Diyarbakırda yaşanan olaylar maçın önüne geçti.Ama maçtan önce belliydi bu mahlukların böyle olaylar çıkartacağı.Fenerbahçe nefretini bir defa daha yansıttılar.Ama takımımız sahada gereken cevabı fazlasıyla verdi.

Maça hakemin rezalet yönetimi,Diyarbakırlı kasapların insanlık dışı futbolu,maçı izleyen mahlukların sahaya attığı yabancı maddeler ve Tazemeta'nın şans golü ile başladık.İlk tokatı haftanın en güzel golünü atan Gökhan Gönül ile vururken bir kez daha pas futbolunda ligin üstünde olduğumuzu gösterdik.İlk yarıda Emre'ye yapılan tahrikler sonucu çok şükür ki Emre sinirlenip takımı 10 kişi bırakmadı.

2. yarı gene taş ve fayans yağmuru altında başladı.Tam bu arada ikinci tokat maçın yıldızı Kazımdan geldi.Bu dakikadan sonra oyunun hakimiyetini iyice ele aldık.Arkasından direkten dönen bir top,sonra Semih'in golü ve Kazımın direkten dönen başka bir topu ile maç noktalandı.

Bana göre bu zorlu deplasmandan alının 3 puan ile ligin en büyük favorisi olduğumuzu bir kez daha göstermiş olduk.

Maç sonu yaşanan olaylarda,mahlukların üzerindeki Galatasaray formaları aslında olayı özetler gibiydi.Sevgili basınımız Galatasaray'ı şişiredursun biz böyle oynamaya devam edelim.10. haftanın bir an önce gelmesi dileğiyle.

23 Ağustos 2009 Pazar

Yaratıcı Galatasaray Taraftarı !


Maçla ilgili yazacak çok şey var.Özeillikle maçın kilit noktalarında hakemin verdiği kararlar bana göre konuşulması gereken kararlar ama bu maçta ön plana çıkan yaratıcı Galatasaray taraftarı oldu !
Önce "seviyorum seni" tezahuratı ile başladılar;

daha sonra yaratıcı taraftarlar,5. haftadaki Beşiktaş maçı için " inleyen nağmeler"e geçiş yaptılar;

daha sonra muhtemelen bu kadar çalıntı yeterli gelmemiş olacak ki "sarı lacivert şampiyon Fener" tezahuratını kendilerine uyarlayarak devam edelim dediler;

ben devamı gelir diye tahmin ediyordum,muhtemelen de gelecekti ama hakemin son düdüğü buna izin vermedi.Bu kadar yaratıcı olabildikleri için Galatasaray taraftarını kutlamak gerekir,bir sonraki maçta umarım şaşırıpta Fenerbahçe diye bağırmazlar :)

20 Ağustos 2009 Perşembe

FC SION 0-2 FENERBAHÇE


Gene gol yemeden güzel bir galibiyet aldık.Pozisyon zengiliği çok olan bir maçtı.İleri uç elemanlarımız daha dikkatli olsa 5-6lık bir maç olabilirdi. Ama tabiki önemli olan 180 dakikalık turun ilk ayağını kayıpsız geçmekti.
Oyuna gelirsek bana göre laubali oynadık.Özellikle, bu maçta hücum hattında ne kadar etkili olsa da Kazım'ın böyle laubali oynamaya hakkı yok,Daum o formayı verdimi almasını da bilir.
Kazım açısından olumlu olan ise,en eleştirilen yönü olan oyunun skora katkı tarafını 2 maçtır yerine getirmesi,üst üste 2 resmi maçta da gol atması gerçekten sevindirici.
Maçın yıldızı ise Cristian Baroni'ydi.Maçın tamamında orta sahayı toplayıp takımın hızlı bir şekilde atağa çıkmasını sağladı.
Deivid için ise şaşkınlık içindeyim.Her gün oyunu bir seviye alta iniyor,takım 10 kişi oynamak zorunda kalıyor onun yüzünden,bence lig için 6+2'nin ideal ismi olacak.
Genel anlamda turu geçtik diyebiliriz,artık guruplarda eksiklerimizi giderip daha iyi yerlere geleceğimizi umuyorum.

Hesaplasanıza !


Fenerbahçe'nin her yeni transferinde medyamız,alınan oyuncunun hemen bonservis parasını+yıllık alacaklarını hesaplayarak(üzerine biraz da hayal gücü ekleyerek) çıkan meblayı ortaya koyarlar.
Bu olay her zaman olduğu gibi bu senede gerçekleşti.Mehmet Topuz için 20 milyon euro,Andre Santos&Cristian için toplam 30 milyon euro gibi rakamlar ortalarda uçuşuyor.Sanki transfer yapan diğer takımlar oyuncularına yıllık ücret vermiyormuş gibi.
Galatasarayın yaptığı her transfer için ise müthiş başarı,yönetici zekası,yönetici başarısı diye manşetler atılır.Bugün şaşkınlık içinde milliyet gazetesinde bir haber okudum.Santos Kulübü Elanoyu bonservissiz almak üzereyken son anda Galatasaray 7 milyon euro ödeyip aldı diye.Şaşkınlığım böyle bir haberin basınımızda çıkmasından dolayıydı.Bakalım basınımız bu olayın üzerinde durup bedavaya alınacak adama bonservis verilip alındı diye haberler yapıp ayrıca bu 7 milyon euronun üzerine yıllık alacaklarını ekleyip bi maliyet mi çıkartacak yoksa gene Galatasaray'ın fakir edebiyatına gelip 20 milyon euroluk adamı 7 milyon euroya mı aldı diyecekler.

16 Ağustos 2009 Pazar

FENERBAHÇE 3 - 0 SİVASSPOR


Maça çok şanssız başladık,Süper Ligde 150. maçına çıkan Alex'in sakatlığı herkeste şok etkisi yarattı.Özellikle maçın ilk yarısında takım bu sakatlığın etkisiden kurtulamadı ve oyun kurmakta zorlandı.Ama her ne kadar pozisyon bulamasakta fizik gücümüzün fazla olmasından dolayı oyunu rakip sahaya yıkmayı başardık.
2. yarıya aynı istek ve hırsın üzerine pozisyonlarda bularak başladık,Emre ve Önder'in direkten dönen topları golün geleceğinin habercisiydi.Bu arada Volkan kalesinde iki önemli pozisyonda devleşerek maçın akışını değiştirdi.Oynadığımız baskılı oyunun sonucunu Kazım,Emre ve Andre Santos'un attığı 3 golle aldık.
Tartışmalı pozisyonların olduğu bir maç oldu diyebiliriz.Attığımız ilk gol ofsayttı ama golden 10 dakika öncede %100 bir penaltımız verilmedi yani doğru ve yanlış kararlar birbirini dengeledi diyebiliriz.
Maçın oyuncularına gelirsek bence Gökhan ve Emre diğer 9 arkadaşına göre ön plana çıktılar.Gökhanın yaptığı bindirmeler ve Emre'nin dinamizmi ibrenin bize dönmesinde etkili oldu.Bir parantezde Andre Santos'a açmak gerekir,ne gol attın sen arkadaş ! Gerçekten olağanüstü bir gol atarak ilerisi için umut verdi,oyun içinde her ne kadar çok görünmesede attığı gol ayakta alkışlanacak cinstendi.
Maç sonrası Alex'ten gelen haber hepimizi üzdü.Kaptan 15 gün ile 1 ay arası takımdan ayrı kalacak.Aslında tam Özerlik ortam var ama ne yazık ki o da sakatlığının etkilerini yeni yeni atlatıyor.
Konuşmak için erken olsa da 2005-2006 sezonuna benzer bir sezon bizi bekliyor gibi.Benim tahminim biz ve Galatasaray ligin ilk yarısı sonunda arkadakilerden kopmuş oluruz.Lig sonu içinde son 3 sezondur alınan puanlar pek yeterli olacağa benzemiyor,muhtemelen şampiyon 80 civarı puan toplayacak.O yüzden bu tür maçlar çok önemli.Umarım seriyi devam ettirip sezon sonunda da şuan olduğumuz yerde oluruz.

Sonunda





Gitti gidecek derken sonunda bizi sevindiren haber bu sabah geldi.Her ne kadar,çok sağlıklı bir süreç sonrası atılan imzalar olmasa da,bana göre iki taraf içinde en hayırlısı oldu.Bu saatten sonra defansın göbeğine en az Lugano kalitesinde bir adam bulmak imkansızdı.Şimdi asıl soru Lugano'nun Bilica'nın yanına mı ? yerine mi ? alındığı.Çünkü ikiside benzer tipte oyuncular,defansın hamallığını yapan oyuncular.Bu tarz oyuncuları birlikte oynatmak risktir ancak yanlarında Luciano,Lucio,Edu tipi oyuncuları oynatırsanız defans bloğunu tamamlarsınız.Sorulması gereken diğer soru ise Bilica'nın yerine alındıysa Önder'in bu görevi nasıl yapacağı.Zaten 6+2 olduğu sürece Bilica&Lugano iklisinin oynamasıda bana biraz zor gözüküyor.Bundan sonrası zaten Daum'un işi.Ama dediğim gibi alınabilecek en iyi karar alınarak Lugano ile 4 yıllık daha imzalandı.Umarım en kısa zamanda sezon öncesi eksiğini tamamlayıp eskisi gibi takıma dönersin.

13 Ağustos 2009 Perşembe

Yeni Madde !


Yeni yürürlüğe giren talimat şöyle ;
"Yesil zemine müsabaka öncesinde, sırasında, devre arasında ve müsabaka sonunda hakemin, müsabaka öncesinde, devre arasında ve müsabaka sonunda temsilcinin izin verdiği kisiler dısında baska bir kisi giremez. Müsabakanın bitiminden, müsabaka hakemleri soyunma odası koridorlarına girene kadar geçen süre içinde müsabakanın bitimi anında aktif olarak oyunda bulunan futbolcular ve hakemler dısında hiçbir kisi yesil zemine giremez."
bu yeni kuralın doğruluğu yanlışlığı tabiki tartışılır ama böyle bir kural konulduysa da bunun uygulanması doğal olarak gerekir.Daha ligin ilk haftası olmasına rağmen disiplin kurulu çok tartışılacak,ileride emsal gösterilecek bir kararın altına imza attı ve 1 maç ceza alması gereken Arda Turan sadece uyarı cezasıyla kurtuldu.Ben neden 1 maç ceza vermediklerini anlamadım,anlayanların olduğunuda düşünmüyorum ama önemli nokta önümüzdeki günlerde,galibiyetlerimizden sonra oyuncularımızı tribüne çağırdığımzda 11de olmayan oyuncularımız sahaya giriyorlar ceza mı alacaklar yoksa Arda'ya yapılan gibi uyarımı alacaklar gerçekten merak konusu.

11 Ağustos 2009 Salı

Kirli Oyunlar...


Daha ligin ilk haftası olmasına rağmen,Fenerbahçe üzerine kirli oyunlar oynamaya başladı kaliteli Türk medyamız.Diğer taraftanda rakibimiz ve rakibimizin oyuncuları pohpohlanmaya devam ediliyor.Bir Mehmet Topuz olayı aldı başını gidiyor.Yok Daum'un üzerine yürümüş,yok Daum Mehmet sakat olmamasına rağmen kadroya alınmıyormuş yok Mehmet antremanları protesto ediyormuş,yok ya ! Diğer taraftan; mükemmel oyuncu Arda,1 gol 2 asist Arda,Messi Türko Arda,mükemmel kadro Galatasaray,mükemmel hoca Rijkaard.Bu arada Beşiktaşı takan zaten yok çünkü basın bile geçen sene Beşiktaşın nasıl şampiyon olduğunun soku içerisinde,bir kere daha popüler olmayan bir takımın şampiyon olmasını tiraj olarak kaldıramaz,o yüzden doğal olarak Bjk umurlarında değil.Gerçi Fenerbahçe alışık bu tür oyunlara,hangi sene olmadıki bu?Kaliteli basınımız bizim üzerimizden oyunlar oynayarak,baskı sayısını arttırmaya devam ederken,umarım kulüp olarak sevgili basını kaale almadan sessiz sedasız yolumuza devam ederiz.Son olarak söyleyebileceğim tek kelime var ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ !!!

9 Ağustos 2009 Pazar

Parabolik Mikrofon Komedisi !


LigTv yine değişik bir yenilik getirdi ligimize.Ama ben bu yeni sistemle ne yapmak istediklerini pek anlayamadım.Tahminim saha içinde futbolcuların küfrlü konuşmalarını dinlemek istemeleri!
Ülkemizde kamera görüntüleriyle bile çifte standartlı kararlar verilirken(bkz: Arda Turan'ın geçen sene Ali Samiyendeki maçta Fenerbahçe taraftarına yaptığı kol hareketi görüntülerinin saklanması ve Arda'nın ceza almaması) bu yeni sistemle verilecek cezalar ne kadar adil olacak,hangi konuşmalar yayınlacak hangileri örtpas edilecek gerçekten merak konusu.Benim tavsiyem bu yeni parabolik mikrofonlardan bir tane Musa Çözen'in odasına,bir tanede Şansal&Erman ilkilisinin odasına koymak,bakalım oralarda neler konuşuluyor...

Aydınlatma Rezaleti...


Turkcell Süper Liginin kalitesinden bahsediyoruz hep,mücadeleci yapısıyla,oyuncu kalitesiyle,yavaş yavaş Avrupanın üst liglerine yaklaştığımızı,Avrupanın en değerli 6. ligi olduğumuzu söylüyoruz.Bu akşam bir kez daha yanıldığımızı Denizlispor bize gösterdi.Bir an aklıma 2006 yılındaki maç geldi,Ali İpek'in o tarhiten hiç ders almadığını görmüş olduk.Büyük ihtimalle en uzun süre ara verilen ve başlangıcı ve bitişi arasında gün farkı olan bir maç olarak tarih sayfalarına düşülecek bu müsabaka.

Mükemmel Başlangıç !


Denizli denince hepimizin aklına 2006 sezonu gelir herhalde.O günü orada yaşamış birisi olarak 2006nın artık sadece kötü bir anı olarak hatırlanması gerektiğini düşünüyorum.Tabi Daum'un ilginç bir şekilde bıraktığı yerden başlaması,medyada 2006 yılındaki maçı ön plana çıkardı.Neyseki,kazasız bir şekilde,güzel bir oyunla galip geldik.Yeni sezona daha yeni yeni alışmaya başlamamıza rağmen bence ortaya konan oyun gelecek için ümit vericiydi.Beni en çok memnun eden olay ise daha önceki maçlarda ayağına top geldiği zaman elimi ayağımı titreten Bilica'nın bugünkü kusursuz performansıydı.Alex ise bildiğimiz Dr.Alex.İlk golde yaptığı asisti ayrıca Andre Santos'u 2 kere kaleciyle karşı karşıya bıraktıran paslarını izlemeye doyamadım.Yeni Brezilyalılarımız yavaş yavaş uyum sürecini atlatıyorlar,tahminim 5. haftadan sonra tam olarak takıma oturacakları.Guiza ise geçen sene bıraktığı yerden devam ediyor.Bugün,arkadaşının vefatından dolayı üzüntülü çıktığı maçta bile 2 gol atmasını bildi,sezon sonu için gol kralı geliyor dedirtti adeta.Kısacasu bugün ortaya konan futbol beni fazlasıyla tatmin etti,ilk hafta oturduğumuz liderlik koltunda sezon sonuda olmak dileğiyle...

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Para İçin...


Gün geçtikte Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören yaptığı ilginç açıklamalara bir yenisini ekliyor.Her ne kadar Beşiktaşı tutan arkadaşlar başkanlarının az konuşmasını isteselerde,biz Demirören ne kadar çok konuşursa o kadar keyif alıyoruz bu değişik açıklamalarından.
Son yaptığı konuşmada Beşiktaş'ın kıskanılan bir klüp ! olduğundan bahsetti yani gene büyüklük kompleksini ortaya koydu sayın başkan.E ne yapsın Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin dışında kalmanın ezikliği ile sanki bir taraftar gibi yönetiyor 106 yıllık camiayı.Neyse diyip geçmek lazım herhalde.Konuşmasındaki en ilginç nokta ise forma reklamı konusuydu.''Biz 3-5 milyon dolar için formamızı kirletmeyiz" dedi kendileri formamızın arkasına Kızılay reklamı alacağız dedi.İlk başta güzel bir konuşma gibi geliyor,büyük klüplerimiz sadece spordan ibaret olmadığını aynı zamanda bir sivil toplum kuruluşu gibi olduğunu vurgulamaya çalıştı ama adama sormazlarmı o zaman neden yıllardır göğüs ve kol reklamı alıyorsun,sadece sırta reklam alınca mı forma kirleniyor?Kısacası reklam veren kuruluş bizi değer iki klüp gibi büyük görüp reklam vermedi ya da iyi fiyata reklam vermedi diyemeyip gene komik bir bahane arkasına sığınarak değişik bir konuşma yaptı.Ne diyelim,bu değişik yorumlarınla umarım BJK başkanı olduğun sürece bizi eğlendirmeye devam edersin...

7 Ağustos 2009 Cuma

Özlem Sona Erdi


3 aylık futbol özlemimiz nihayet sona erdi.Geçen senenin piyango şampiyonu Beşiktaş ile Galatasaray hariç büyük takımların belalısı İBB'nin maçı ile 2009-2010 sezonuna merhaba dedik.Nekadar Olimpiyat Stadında maç izlemek keyif vermesede,lig açılışının bir heyecanı olur düşüncesindeydim taki televizyonu açana kadar.Geçen sezonun şampiyonunun ! sezon açılış maçı ve stadda taş çatlasa 1.500 kişi var.Tamam bunun birsürü nedeni var;stada ulaşım zorluğu,cuma günü olması,birkaç gün önce yegane rakiplerine ! malup olmanın üzüntüsü,flaş tranfer yapılaması vs. ama ne olursa olsun insan televizyonda o resmi görünce gerçekten üzülüyor hele hele 1 saat sonra Wolfsburg'un maçı ve Bundesliga sezon açılışını izleyince.Allahtan maçın başlamasına doğru stad kapıları açıldıda en azından Musa Çözenin mükemmel çekimiyle ! stad birazda olsun dolu gözüktü.Futbola gelecek olursak,gerçekten çok düşük kalite bir futbol vardı,gerçi ağustos ayında takımlardan iyi futbol beklemek hayalcilik olur sadece.İbrahim Akının göstermiş olduğu futbol ise kendisi ve takımı adına sevindiriciydi.Kısacası ne kadar kaliteli bir sezon açılışı olmasada bir futbolsever olarak liglerin başlaması bile bana heyecan veriyor.kazasız,sakatlıksız,olaysız ve Fenerbahçenin şampiyon olduğu bir lig olması dileğiyle...